12 Temmuz 2015 Pazar

ÇINLAMA DENEN İLLETİN 10 . YILINI KUTLUYORUM....!



Çınlama Denilen İlletinin 10. Yılını Kutluyorum...!

Çok mutlu oldum , şiddetli çınlama bundan tam 10 yıl önce Haziran ayında Babalar Gününde başlamıştı..Çok harika bir babalar günü hediyesi  oldu bu..Böyle bir hediye  olmaz olsun , ben istemedim bu hediyeyi...Birileri zorla verdi...Arkadaş polis...Ailece tanışıyorduk..Bir akşam işten yorgun , argın eve geldim , akşam yemeğini yedim , eşimle birlikte balkonda oturup çay içiyordum..Yan bina , eşimin tanıştığı ve samimi olduğu bir bayan vardı..Bu bayanın da bir kocası varmış...Benimle tanışmak istiyormuş .. Eşime sordum bu zat ne iş yapar..? Polis olduğunu söyledi..Bir anda dondum kaldım..Çünkü 17 - 17 yıllarımda suçsuz yere bana çok eziyet ettiler..Ressamım ya , çantamda resim kağıtları ve ressamlara ait ingilizce yazılı olan kitaplar var..Fırsat buldukça dışarıda dahi olsam bu kitapları açar ressamların yaptığı resimlere saatlerce bakarım , incelerim bu bana büyük bir keyif verir..Akşam üzerine eve doğru yol alıyorum ,  kurtuluş parkından geçiyorum..Yanıma bir polis ekibi aracı ile durdu..O tarihte Ankara da sürekli polis ekipleri arama yaparlar , kimlik sorarlar..Deniz Gezmişli dönemlerden bahsediyorum , bu nedenle polisler görevlerini yapıyorlar..İyi çok güzel , buna hiç bir sözümüz olamaz..Abi , biliyorum ki kimlik soracaklar.." Çıkar Kimliğini "...Verirsin kimliği polise bir kimliğe bakar , bir suratına bakar ...Yetmedi bir daha kimliğe bakar , sonra suratına bakar...Bu işlem bazen iki , bazen  üç , bazen de dört kez olur..Eyvah yandım..Elimi cebime atıyorum , atıyorum , kimlik çıkmıyor...Nereyi gitti bu kimlik  , ne kadar cebim varsa hızlı biçimde  yokluyorum , yok , kimliğim yok..Kimlik nerede , dağa kaçtı , dağ nerede  yandı bitti kül oldu..İki polis aracından inip yanıma geldi  " Kimliğini Çıkar" dedi...Dedi de ne diyeceğim bunlara  , tabi ki kimliğimi yok  diyeceğim.."Polis Abi , kimliğimi evde unuttum " dedim..Ortalığın toz duman olduğu , her yerde sağ - çatışmasının olduğu bir zamanda kimliksiz nasıl dolaşıyorsun beyinsiz herif , şimdi çık bakalım  , çıkabilirsen işin içinden , diyerek kendime içimden kızıyorum ama kızmak çare olmayacak..Polis abimiz " Çantanın içinde ne var " diye soruyor , sorması ile birlikte çantamı elimden ani bir çevik panter hızı ile alyor aynı panter hızı ile çantamı açıp içine bakıyor..Üzerine  kara kalem resim çizilmiş bir kaç resim ve ingilizce yazıları olan  dünya ressamlarının resimlerini gösteren iki kitap var..Resimlere üstün körü bakıp tekrardan çantanın içine iteliyor ve bu kez kitaplara bakıyor.. Daha sonra yüzüme bakıp " Bunlarda Türkçe yazı yok , yabancı kitap bunlar  , sen komünist misin yoksa" diyor..Yok hayır , değilim dedim..Polisler "Belki bu kitaptaki yazılar komünizm ile ilgilidir ,  haydi bin arabaya  karakolda biraz ifadeni alalım " diyorlar..Tabi ki biraz telaşlandım..Kimlik yok , komünist de oldum , şimdi bunlar beni parçalar diye aklımdan geçiriyorum..Araca bindim ve hemen bir umut bulmuş gibi sarıldım ona..." Polis Abi benim evim  biraz ilerde , beni eve bırakın , kimliğimi ispat edeyim...Polis cevabını suratıma yapıştırıyor.. " Kes lan , bu kitaptaki yazılar neyin nesi karakola çekelim de orada bülbül gibi seni öttürürüz diyor.. " Bak polis abi bu yazılar  dünyaca ünlü ressamlar için yazılmış , çevirin Türkçeye anlarsınız " dedim..Nafile beyhude kurulma çabalarım yeterli gelmiyor..Akşam üzeri saat 7-8  civarı..Karakola geldik nihayet..Bir şey olmaz ya , gönlüm rahat suçum yok , diyorum kendime ama iş ciddi boyutlara gelebilir..Bir odaya çekiyorlar beni , başlıyorlar sorgulamalara...Aman yarabbi , ne hakaretler , küfürler , tokatlar , hırpalamalar  ardı arkası kesilmiyor..Dayanmaya çalışıyorum..Polisin biri bırakıyor diğeri başlıyor , üzerimden kaç polis geldi geçti sayısını bile hatırlamıyorum..Çok fena dayak yiyorum ve artık ağlamaya başladım , bu kadar ağır hakaret ve hırpalamalarla ilk kez karşı karşıyayım..Polisin biri geldi , seni  2 . Şubeye çekeceğiz , oraya bir düşersen hiç kurtulamazsın  dedi , ben bittim o anda...Gözümden yaşlar ve hakaret ve dayağın acısı yetmiyor muş gibi bir de 2.Şubede bir kaç posta daha geçecekler , yandım anam ki nasıl yandım..Karnım açtı , açlığımı bile unuttum..Bu  acımasız sorgulama gece saat 2 ' ye kadar devam etti..Daha sonra bir polis odaya girdi , her halde bana acıdı ki  " Klak ayağa seni evine götürüyoruz "...Mucize dedim içimden , nasıl bir sevinç her yanımı kapladı ve  bu cümleden başka o anda beni başka hiç bir şey  o kadar çok mutlu edemezdi..Eve geldik  Ailem meraktan  uyumamış...Babam kapıyı açtı annem babamın arkasından çıka geldi  , polis memurunu görünce bir an  tedirgin oldular , bunu yüzlerindeki ifaden anlamak hiç de zor değildi..Babam " Ne yaptı , ne oldu " diye polise soruyor.. Polis Memuru " Merak etmeyin , korkulacak bir durum yok , oğlunuzun üzerinde kimliği yoktu bu sebeple karakolda ifadesini aldı  , hayırlı geceler "...Polis yediğim dayakları  , edilen hakaret ve küfürleri ,  yapılan eziyeti niye anlatmıyorsun..Anlatır mı..Onlar hep haklıdır , vatandaş haksızdır..Her neyse kurtulmuştum , en azından 2. Şube faslı olmamıştı  " Buna da Şükür Yarabbi " dedim...Üstüne bir bardak su içtim..O gün bu gündür kimliksiz hiç bir biçimde dışarı adım atmadım..Bakkala giderken bile korkuyordum , aman kimliğim yanımda olsun..Bana ne korku yaşattılar , kimlik sendromuna girdim...Tuvalete bile kimlikle gitmek...Onu yapmadım ama aklımdan geçirmedim desem yalan olur.

Şimdi balkona tekrardan dönüş yapıyorum..Eşim " Arkadaşımın kocası seninle tanışmak istiyor " demişti..Bende polis olduğunu biliyorum ve bir anda donup kalıyorum , dilim tutulmuş gibi cevap çabuk cevap veremiyorum..Aklımdan geçiyor o eski hikaye ..Filim şeridi gibi , son sürat o yaşadıklarımı hatırlıyorum..Bir süre sonra  " Ya her polis bir olmaz , iyi polislerde var , bu polisten zarar gelmez " diyorum kendime..Hanıma cevabı vermem lazım " Peki olur , gelsinler tanışalım "...Benim hanımın yüzünde gülücükler başlıyor , belki bu cevap onu çok memnun ve mutlu etti..Ama...Kader kötü ağlarını örmeye o andan itibaren başlamış...Çınlama belasına giden yola girmişim de farkında değilmişim..Şiddetli tinntussss yolu...Bu kez işim öncekinden daha kötü olacak..Çünkü gençliğimde polis karakolunda , polislerin   bana   dayak atmaları bunun yanında solda sıfır kalıyor..O polisler bir kez daha beni sabahlara kadar dövseler , sövseler , eziyet etselerdi bundan çok daha iyi olurdu ve , vurun , dövün beni razıyım , sizi vurduğunuz yerde gül bitiyor muş meğerse bilmiyordum , polis arkadaşım bana sizin yaptığınızın bin misli , belki 100 bin misli fazla olan zararı verdi...Ailece birlikle pikniğe gittiğimizde  polis arkadaşımın silahından çıkan mermi sesleri , kulaklarıma tedavisi mümkün olmayan bir bela verdi...Bunun için kimse kusura bakmasın ben polislerden korktuğum kadar hiç bir şeyden korkmadım ve de korkmam.

Hikaye bitmedi ..Devam edecek...Bu bir Tinnitus Hikayesidir..Bu yaşanmış gerçek bir çınlama hikayesidir...Bu bir  polis silahının kulaklara nasıl bir zarar verdiğinin hikayesidir..Bence ibret alınmalıdır.

O korkunç günün tinnitus hikayesi bundan sonra başlıyor..
Anlatıma şimdilik mola verdim..Devam edecek olan uzun bir hikaye olduğu için sıkıcı gelebilir ama bunu en iyi izah etmenin başka bir yolu da yok.

Araştırmacı Blog Yazarı
Sami Samioğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder